30 yaşından
önce anne olmak Meme Kanseri riskini azaltıyor !!!
Meme iki ana yapıdan oluşmaktadır. Birinci kısım süt salgılar; tıp dilinde buna
“lobül (süt bezi)” diyoruz. Salgılanan sütü meme başına
getiren kanallar ise ikinci kısım olup buna da tıp dilinde "duktus"
denilir.
Memenin bu yapısal özelliğini bir üzüm salkımına benzetebiliriz. Salkımın
taneleri lobulusler, taneleri birleştiren sapçıklar ise duktus (süt kanalı) ve salkımın sapının ucu ise meme
başı olarak düşünülebilir.
Meme kanseri dediğimizde meme dokusu içerisinde normalde olmayan, olağan dışı
yapıdaki kanser hücrelerinin varolması anlaşılır.
Meme iki yapıdan meydana geldiği için meme kanseri de esas itibari ile iki
gruptadır:
a- Süt kanallarında görülen kanser (duktal kanser)
b- Süt bezlerinde görülen kanser (lobüler kanser)
Bu iki grup kanserden en sık görüleni duktal kanserdir. Bir de bunlarda
iltihabi meme kanserinden söz edilebilir. Bu kanser hem duktal hem de lobüler
yapıda olabilir. Fakat görünüm olarak meme sıcak, kırmızı ve şişmiştir. Daha
çok süt veren annelerde kanser geliştiği zaman böyle iltihabi yapıda görülür.
Meme Kanseri için Risk Faktörleri
Meme kanserine yakalanma riskini artıran faktörleri kısaca şu şekilde
sayabiliriz;
Yaş: İleri yaş önemli bir risk faktörüdür. Yeni meme
kanseri tanısı konan kadınların % 70’i, 50 yaş üzerindedir. Diğer bir deyimle,
yaşı 50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50
yaşın altında olan kadınlardan 4 kat daha fazladır. Bu nedenle, 50 yaş
üzerindeki her kadın mutlaka yılda bir defa hekime baş vurarak muayene olmalı
ve mammografi dediğimiz meme filmini çektirmelidir.
Kişisel meme kanseri hikayesi: Daha önce meme
kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kansere gelişme
olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır.
Ailede meme kanseri hikayesi: Aile yakınları
arasında meme kanserine yakalanmış kadınların meme kanserine yakalanma
olasılığı diğer kadınlara göre daha fazladır. Örneğin kız kardeşi veya annesi
meme kanserine yakalanan bir kadının, meme kanserine yakalanma riski, diğer
kadınlardan 2-5 kat daha fazladır. Bu kadınlar daha sık ve dikkatli
izlenmelidir.
Daha önce meme biyopsisi yapılmış olması: Memede bir kitle nedeni ile
biyopsi yapılmış ve iyi huylu bir tümör saptanmış olabilir. Bazı kanser olmayan
iyi huylu tümörlerin bulunması kanser gelişme riskini değişik oranlarda
artırabilmektedir. Bu durum tümörün hücresel yapısına göre değişir. Örneğin
yapılan bir biopside çıkartılan kitlenin patolojik incelemesi sonucu atipik
hiperplazi tanısı konmuş kadınlarda ( bu tamamen iyi huylu bir tümördür) meme
kanseri gelişme oranı normal kadınlara göre daha fazladır.
Fertil çağ süresi: Adet görmeye
erken başlanması, menopoza geç girilmesi fertil cağı uzatmaktadır. Bu sırada
kadın daha uzun süre östrojen hormonu etkisi altında kalmakta, meme kanseri
gelişme riski artmaktadır. Erken menopoza giren kadınlarda, hormon tedavisi
yapılmıyor ise meme kanseri riski önemli ölçüde azalmaktadır. Elli yaşından
sonra adet görmeye devam eden kadınlarda, meme kanserine yakalanma riski az da
olsa artmaktadır.
Doğurganlık hikayesi: İlk çocuğu
doğurma yaşı önemlidir. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme
kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazladır. Hiç
çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif yükselmektedir.
Sosyoekonomik seviyenin yüksekliği: Varlıklı,
sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda, meme kanseri görülme oranı daha
fazladır. Bu ailelerin kızları daha iyi beslendikleri için daha erken
gelişmekte ve erken yaşta adet görmeye başlamaktadır. Ayrıca bu çocuklar
büyüdükleri zaman eğitim ve iş nedeni ile daha geç evlenmekte ve daha geç çocuk
sahibi olmaktadır. Bu nedenlere bağlı olarak fertil çağın erken başlaması, geç
doğurma gibi nedenler sebep olarak sayılabilir. Ayrıca bunların dışında başka
faktörler de rol almaktadır.
Östrojen hormonu tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile uzun süre
östrojen tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı
artmaktadır. Fakat, hormon tedavisi almayan kadınlarda da, kalp hastalıkları ve
osteoporoz gibi sorunlarda artış ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle menopoz
yakınmalarının azaltılması amacı ile, östrojen verilmesi önerilebilir fakat
mutlaka bir hekim kontrolu altında yapılmalıdır.
Meme Kanseri Belirtileri
Erken evre meme kanserinde hastanın hiç şikayeti olmayabilir, ya da aşağıdaki
belirtilerden bir ya da birkaçı görübilir.
Memede ele kitle
gelmesi en sık rastlanan belirtidir.
Memeden akıntı
gelmesi (bulanık ya da kanlı)
Meme
başında çekilme
Meme derisi
üzerinde çekilme
Memede büyüme,
ödem, kızarıklık, meme derisinin portakal kabuğu görünümünde olması
Meme başında
iyileşmeyen yara
Memede daha
önceden olmayan, gözle farkedilebilen herhangi bir değişiklik
Meme kanseri öncelikle lenf damarları ile koltuk altındaki lenf bezlerine
sıçrar. İleri evre meme kanseri en çok kemik, akciğer ve karaciğere metastaz
yapar. Metastatik hastalığı olanlarda hastalığın sıçradığı organa göre
şikayetler ortaya çıkar. Örneğin kemiğe sıçramışsa kemik ağrısı veya kemik
kırıkları meydana gelebilir. Beyne sıçramışsa felç, görme bozukluğu, başağrısı,
başdönmesi gibi şikayetler gelişebilir.
Meme Kanseri Tedavisi
1.Cerrahi (Ameliyatla kanserli dokunun çıkarılmasıdır.)
2.Radyasyon tedavisi (Işınlar ile kanser
hücrelerinin öldürülmesi amaçlanır.)
3.Kemoterapi (İlaçlarla kanser hücrelerinin
öldürülmesi amaçlanır)
4.Hormon tedavisi .
ÖNEMLİ UYARILAR
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Kadınlarda kansere bağlı
ölümlerde ise akciğer kanserinden sonra ikinci sıradadır.
Ailesinde meme kanseri olanların meme kanserine yakalanma riski daha fazladır.
Meme kanserinin, erken evrede yakalandığında tedavisi mümkün olan bir hastalık
olduğu unutulmamalıdır.
Meme başında çekinti, meme ucundan akıntı, memede iyileşmeyen yara, kızarıklık,
şişlik, memede veya koltuk altında ele gelen kitle gibi şikayetleri olan
hastalar vakit kaybetmeden bir doktora başvurmalıdır.
Hastalığı erken evrelerde yakalayabilmek için, ailesinde meme kanseri olması
nedeniyle risk faktörü artmış olan kadınlar hariç tüm kadınlar, 50 yaşından
sonra her yıl mamografi çektirmelidir. Risk faktörü olan kadınlar ise bu işleme
daha erken başlamalıdır.
Hastalık erken evrelerde iken ameliyatla tümörün çıkarılması mümkündür.
Hastalığın takibinde hasta, yaşı, menapozal durumu, genel durumu ve patoloji
raporundaki özellikleri göz önünde bulundurularak adjuvant kemoterapi,
radyoterapi, veya hormon tedavisi seçeneklerinden bir ya da birkaçını alır.
Metastaz yapmış hastalarda hastalığın ilerleyişini durdurmak için hormon
tedavisi veya kemoterapi verilebilir.